Türkiye’nin ilk kadın hâkimi Mürüvvet Hanım görevde

09/04/1932

Osmanlı devrinde dünyayı kafes arkasından izlemeye mahkûm olan Türk kadını, Cumhuriyetle birlikte insan olmaktan doğan haklarına kavuşmaya başladı. Medeni kanunla eşit yurttaşlık haklarını elde eden, okuma fırsatı bulan ve sosyal-ekonomik hayata katılması için cesaretlendirilen Türk kadını, böylece Atatürk döneminde toplum ve devlet yaşamının her kesiminde görev almaya başladı. Kadının eğitimi meselesi, Mustafa Kemal’in üzerinde en çok durduğu konulardan biriydi. Gazi, 1923 yılında İzmir’de halkla bir araya geldiği bir toplantıda, ülkenin ilerlemesi için kadının erkeklerle eşit eğitim imkânlarına ve eşit haklara sahip olmasının önemine şöyle dikkat çekiyordu: Milletimiz, kuvvetli bir millet olmaya azmetmiştir. Bugünün gerekliliklerinden biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir. Nitekim, kadınlarımız da âlim ve bilgin olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün tahsil derecelerinden geçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyerek, birbirlerinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır. Atatürk’ün bu destekleyici tavrı ve reformları sayesinde, Cumhuriyetin erken yıllarında kadınların sosyal etkinlikleri ve meslek hayatıyla ilgili birçok “ilk”e tanık olundu. İlk dünya güzeli, ilk kadın pilot ve ilk avukat gibi, ilk kadın hâkim de onun neslinde yetişti. 9 Nisan 1932’de Adana Asliye Ceza Mahkemesi’nde Türkiye’nin ilk kadın hâkimi olarak göreve başlayan Mürüvvet Hanım (Talu), daha sonra Adana Ağır Ceza Mahkemesi’nde görev alarak bu alanda da bir ilke imza attı.