Türkçe Kuran, Türkçe ezan

22/01/1932

Kuran’ın ve ezanın Türkçe okunması konusundaki tartışmaların epeyce uzun bir geçmişi olmasına rağmen, Cumhuriyetin ilanından sonra uygun ortam ve zemin sağlanamadığından bu konuda somut bir adım atılamamıştı. Mustafa Kemal, Türk milletinin “arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu daha iyi anlaması” için Kuran’ın Türkçe olmasını arzu ediyordu. Kuran’ın Türkçe okunmasıyla ilgili ilk somut adım, Atatürk’ün emriyle, 22 Ocak 1932 günü İstanbul’da Yerebatan Camii’nde cuma namazını müteakip Yasin suresinin önce Arapça, sonra Türkçe okunmasıyla atıldı. Bu denemenin ardından Hafız Burhan, Hafız Kemal ve Hafız Rifat gibi, devrin en ünlü hafızları İstanbul’un çeşitli semtlerindeki camilerde Türkçe mukabele okumaya başladılar. 3 Şubat’a rastlayan Kadir Gecesi’nde, Ayasofya’da yatsı namazının ardından otuz hafızın mevlit ve Türkçe Kuran okuması, tüm yurtta ve dünyada heyecan yarattı. Elli bini aşkın insan Ayasofya’nın içini ve çevresini doldurdu; program radyodan naklen yayınlandı. Türkçe Kuran okunması, özellikle kadınların camileri doldurmasına neden oldu. Gayrimüslimler de konuya büyük ilgi gösterdi. Ayasofya’daki törene, Evkaf İdaresi’nden izin almak suretiyle, binlerce gayrimüslim vatandaş katıldı. Bu gelişmeler, İslam dünyasında da farklı yorum ve tepkilere yol açtı. Muhafazakâr din âlimleri Kuran’ın Türkçe okunmasını bir “dinsizlik hareketi” olarak nitelerken, yenilik taraftarları, bu olayın Türkiye’de inancı daha da güçlendireceğini öne sürdü. İlk Türkçe ezan ise 30 Ocak’ta, Fatih Camii’nde Hafız Rifat tarafından okundu. 1932’den sonra Kuran’ın en doğru şekilde Türkçeye çevrilmesi için de çalışmalar teşvik edildi.