Teşvik-i Sanayi Kanunu kabul edildi

28/05/1927

Meşrutiyet’in 1908’de ilanından sonra Osmanlı Devleti’nin sanayileşmeye bakışında da değişiklik olmuş ve bu konu geniş şekilde tartışılmaya başlamıştı. Bu sürecin devamında, 1913 yılında kabul edilen Teşvik-i Sanayi Kanun-ı Muvakkatı ile imalat sanayisi sistemli bir teşvik mekanizmasına kavuşturulmuştu. 1913 tarihli Teşvik Kanunu, Cumhuriyetin ilanından sonra kısmen düzenlenerek yürürlükte tutulmaya devam etti. Fakat sanayi gelişimini hızlandırmak amacıyla, 28 Mayıs 1927 tarihinde 15 yıl süreli yeni bir Teşvik-i Sanayi Kanunu hazırlandı. Yasaya göre, uygun görülen işletmelere karşılıksız arazi verilecek, kazanç ve gümrük vergilerinden bağışıklık tanınacak, şirketlerin özel haberleşme hatları kurmalarına kolaylık sağlanacaktı. Bakanlar Kurulu kararıyla yerli üreticilere tekel ayrıcalıkları verilebilecek, ayrıca devletin ürettiği ham ve yardımcı madde fiyatlarında da bu şirketler için indirim yapılacaktı. Özendirilen girişimlerde kural olarak Türkler çalıştırılacak, yalnız yönetici ve muhasebecileri yabancı olabilecekti. Nitelikli işgücü gerektiğinde, Türklere aynı işi öğretmek amacıyla yurtdışından kısa süreli yabancı işçi getirilebilecekti. Kanun, iç tüketimin yerli sanayi yoluyla karşılanmasının yanında, ihracat yapan kuruluşların da vücuda getirilmesini amaçlıyordu. Kanundan sonra teşvikten yararlanan şirket sayısı 239’dan 470’e çıktı. Ayrıca 1926-1939 döneminde sanayi sektöründe genişleme ve işgücü verimliliğinde artış sağlandı. Bu dönemde sanayi üretimi yılda yüzde 9 artarken, istihdamda da yılda yüzde 3 artış oldu.