Tekke ve zaviyeler kapatıldı

30/11/1925

Atatürk inkılaplarından ve modernleşme yolunda atılan laik reformlardan biri de, 30 Kasım 1925 tarihinde TBMM’de kabul edilen 677 sayılı Kanun ile “Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması ve türbedarlıklarla birtakım unvanların kaldırılması”ydı. Yasanın çıkarılmasında aynı yılın Şubat ayında başlayan “Şeyh Said İsyanı” etkili oldu. Diyarbakır İstiklal Mahkemesi, “şeyhlerin tekke ve zaviyelerde kendilerine Allah süsü vererek halkı kendilerine taptırmak gibi fiiller işlediğini” öne sürerek, önce kendi yargı bölgesindeki tekke ve zaviyeleri kapattı. Ardından Ankara İstiklal Mahkemesi de, irtica odakları olarak görülen tekke ve zaviyelerin kapatılması için hükümete resmen müracaat etti. Konya Mebusu Refik Bey’in (Koraltan) bu doğrultuda hazırladığı kanun taslağı TBMM’de görüşüldükten sonra 30 Kasım 1925 tarihinde yasalaştı. Söz konusu kanunla tüm tarikatlar yasadışı ilan edilirken, tekke ve zaviyelerin mal varlıkları Vakıflar Umum Müdürlüğü’ne devredildi ve çoğu okul binasına dönüştürüldü. Yine aynı kanunla şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve muskacılık gibi, bir kısmı dinin kamulaştırılması anlamına gelen, bir kısmı ise tamamen hurafe ve batıl inançlardan oluşan eylem, unvan ve sıfatların kullanılması, bunlara ait hizmetlerin yapılması ve bu unvanlarla bağlantılı kıyafetlerin giyilmesi yasaklandı.