Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı öncesi anıları

13/03/1926

Atatürk tarafından kaleme alınan Nutuk, büyük asker ve devlet adamının hayatı, düşünceleri ve devrimleri için en temel kaynak durumundadır. Fakat Nutuk, 19 Mayıs 1919’dan başlar, dolayısıyla Kurtuluş Savaşı’nın tarihidir. Atatürk’ün daha önceki dönemlere ilişkin kişisel anılarını birinci ağızdan anlattığı en önemli kaynak ise, Ankara’da yayımlanan Hâkimiyet-i Milliye gazetesi başyazarı Falih Rıfkı Bey (Atay) ile İstanbul’da yayımlanan Milliyet gazetesi başyazarı Mahmut Bey’e (Soydan) 1926 yılında dikte ettirdiği anılardır. Söz konusu anılar, 13 Mart 1926’da Milliyet gazetesinde ve 14 Mart 1926’da Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinde tefrika olarak yayımlanmaya başladı. Anılar, I. Dünya Savaşı’nda Türk ordusunun içinde bulunduğu durumla başlıyordu: Ben I. Dünya Savaşı’nın müttefiklerimiz için iyi sonuç vereceğine güvenmiyordum. Fakat savaş olduktan sonra bulunduğum cephelerde savaşı başarıya ulaştırmaya çalıştım. Öteki cephelerde ise sanki tersine bir yarışma vardı. Başkomutan Vekili (Enver Paşa) her hareketinde bir ordu yok ederdi: Sarıkamış’ta olduğu gibi… O ve arkadaşları –zaten daha önce– Türk milletini uygunsuz duruma sokmuşlardı. Bu uygunsuz durum, ordunun yabancı komutanların eline bırakılması ve verilmesidir. Bu açıdan Almanları ve Alman asker heyetini tenkit etmek istemem; asıl tenkide layık olanlar elbette bizim devlet reisimiz ve özellikle devlet adamlarımızdır. Türk ordusunun güçsüz ve kabiliyetsiz olduğu inancıyla o heyeti, ayaklarına kadar giderek ve rica ederek memleketimize davet edenler onlardı.