Darülbedayi (İstanbul Şehir Tiyatroları), Faruz Nafiz’in (Çamlıbel) “Akın” adlı piyesini 11 Şubat 1932 günü Gazi Mustafa Kemal’in huzurunda oynadı. Gazi, oyunu gözyaşlarıyla izledi. Bu temsilin ilginç öyküsünü, Atatürk’ün hizmetkârı Cemal Granda anılarında detaylı şekilde anlatır. Granda’ya göre Anadolu turnesi vesilesiyle Ankara’da bulunan Muhsin Ertuğrul, Çankaya’da Mustafa Kemal’in ısrarına rağmen “Akın” piyesinden küçük bir kısım oynamayı reddettiği için Gazi’yi gücendirir. Gazi, yemek dağılırken Muhsin Ertuğrul’la, bu eseri iyi bir şekilde sahneye koyamayacağı yönünde iddiaya girer. Muhsin Ertuğrul, İstanbul’a döndükten sonra hızla piyesin hazırlıklarına başlar. Hazırlıklar tamamlanınca, Mustafa Kemal’i davet eder. Bundan sonrasını Cemal Granda şöyle anlatıyor: Başta Muhsin Ertuğrul olmak üzere, piyeste rol alan sanatçılar büyük bir heyecan içindeydiler. Tiyatrolarına gelecek Atatürk’ün önünde çok çetin bir sınav vermeye hazırlanıyorlardı. Bir yıl önce kendisiyle tutuştuğu bahsi aklından çıkaramayan Muhsin Ertuğrul, en ufak bir falso bile yapmamak için “Akın”ı kusursuz oynamaya çalışıyordu… Temsil ilerledikçe Atatürk’ün ilgisi arttı ve ilk perde kapanmak üzereyken yanaklarından iki damla gözyaşı süzüldü. Perde kapandıktan sonra en değerli alkışlar Atatürk’ün locasından yükseliyordu. Temsilden sonra Atatürk, Muhsin Ertuğrul ve üç arkadaşını locaya çağırıp kutladı. Muhsin Ertuğrul’un yüzünü bir mutluluk halesinin çevirdiğini fark ettim. Çok heyecanlıydı. Atatürk güzel sözlerle sanatçıların gururunu okşarken Muhsin Ertuğrul’a şöyle dedi: “Bahsi kazandın. Sen bizim en değerli sanatkârımızsın.”