Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı

30/10/1918

1918 sonbaharına gelindiğinde, I. Dünya Savaşı’nın sonucu artık belli olmuştu. Savaşta Osmanlı İmparatorluğu ile aynı safta yer alan Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan, artık savaşa daha fazla devam etme imkânları kalmadığından ateşkes arayışlarına başladılar. Ekim ayında Osmanlı Devleti de, 27 Ekim 1918 günü Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda demirli bulunan Agamemnon savaş zırhlısında ateşkes görüşmelerine başladı. Görüşmelerde Osmanlı heyetine Bahriye Nazırı Rauf Bey (Orbay), İtilaf Devletleri heyetine ise İngiliz Amiral Calthorpe başkanlık ediyordu. Sunulan mütareke koşulları son derece ağırdı: Boğazlar silahsızlandırılacak, serbest geçişe açılacak ve denetimi İtilaf Devletleri’ne verilecek, donanma limanlara çekilecek, kara ordusu dağıtılacak ve İtilaf Devletleri’ne gerekli gördükleri yerleri işgal etme yetkisi verilecekti. Osmanlı hükümeti, kaçınılmaz gördüğü şeyi yaparak bu koşulları kabul etti ve 30 Ekim 1918 günü Mondros Mütarekesi imzalandı. Mustafa Kemal, mütarekeyi, bir işgal belgesi olarak şöyle değerlendiriyordu: Osmanlı hükümeti bu mütareke ile kendini kayıtsız şartsız düşmana teslim etmeye rıza göstermiştir. Yalnız rıza göstermemiş, düşmanların memleketi istilası için onlara yardım etme sözü de vermiştir. Bu mütareke olduğu gibi uygulandığı halde, memleketin baştan sona kadar işgal ve istilaya maruz olacağı şüphesizdir. Mondros Ateşkes Antlaşması’nı takiben 1919 yılında bir barış antlaşmasının yapılması beklenirken, bu antlaşma 1920 yılına kaldı. Osmanlı hükümetine “barış antlaşması” diye sunulan ise, Türkler için bir ölüm fermanından farksız olan Sevr Antlaşması’ydı.