“Medreseler açılmayacaktır, millete mektep lazımdır!”

18/09/1924

1924 yılının sonbaharında Mustafa Kemal Paşa ile eşi Latife Hanım, birlikte çıktıkları uzun yurt gezisinde Rize’yi de ziyaret ettiler. On bin nüfuslu Rize şehri, o gün kasaba ve köylerden gelen halkla birlikte, otuz bin nüfusa ulaşmıştı. Tüm şehir bayraklarla süslenmiş, iskelenin çevresini mahşeri bir kalabalık doldurmuştu. Mustafa Kemal, Rize’de bir gece kaldıktan sonra ertesi günü şehirden ayrılmak üzere iskeleye geldiğinde, kalabalığın arasından başı sarıklı iki hoca sıyrılarak yanına yaklaştı. Ellerinde bir dilekçe tutuyorlardı. Gazi, isteklerinin ne olduğunu sordu. “Kapatılan medreselerin yeniden açılmasını istiyoruz,” dediler. Mustafa Kemal’in canı sıkılmıştı. Yüksek sesle konuştu: Demek mektep istemiyorsunuz! Halbuki millet onu istiyor. Bırakınız artık bu zavallı millet, bu memleket evladı yetişsin. Millete mektep lazımdır. Medreseler kapanmıştır ve açılmayacaktır. Artık bu milleti kendi haline bırakınız. O, ulu nurunu mekteplerden alacaktır. Sonraki günlerde gazetelerde de yayımlanan bu olay epey yankı uyandırdı. Gazi’ye, üzüntülerini bildiren telgraflar yağıyordu. O telgraflardan biri de, İzmir milletvekili Mahmut Esat Bey’e (Bozkurt) aitti. Mustafa Kemal, ona verdiği yanıtta, her şeye rağmen halkta gördüğü ilerleme isteğinin kendisini nasıl umutlandırdığını şöyle paylaşıyordu: Gezdiğim ve gördüğüm her yerde millet, cehalet ve taassuba harp ilanı halindedir. Medeniyet ve yenilik yolunda bir anı kaybetmeye zamanı yoktur. Paslı kafaların şuursuz düşünceleri, milletin anında ortaklaşa ve müthiş haykırışı ile bunalmaktadır. Bunu gözlerimle gördüm.