Kurtuluş Savaşı sonrasında Türkiye-İngiltere ilişkileri

30/04/2000

Kurtuluş Savaşı’nın ardından Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkilerin düzene konulması kolay olmadı. Çünkü İngiltere, en başından beri Türkiye’nin paylaşılması planlarında başrolü oynamış ülkelerden biriydi. Bu nedenle, Kurtuluş Savaşı’nda elde edilen parlak zafere rağmen Türk hükümetinin İngiltere ile ilişkilere ihtiyatla bakma eğilimi uzun süre devam etti. Lozan’da varılan uzlaşma bile Musul meselesi nedeniyle ilişkileri düzeltmeye yetmedi. Misak-ı Milli sınırları içerisinde yer alan Musul’un hangi ülkeye bağlanacağı konusu, Lozan Antlaşması’ndan sonra bağımsız olarak 1924’te İstanbul’da yapılan görüşmelerde yeniden ele alındı. Sorun ancak 1926 yılında, Musul’un belirli bir petrol geliri karşılığında Irak’a bırakılmasıyla çözüme kavuşturulabildi. Bu gelişmenin ardından Türkiye’nin de çabalarıyla ilişkilerde belirgin bir düzelme görülürken, İtalya ve Almanya’nın Avrupa’da gerilimi artıran bir politika izlemesi, Ortadoğu’da güvenli bir müttefik arayan İngiltere’yi Türkiye’ye biraz daha yakınlaştırdı. II. Dünya Savaşı öncesinde İtalya’nın Akdeniz’de oluşturduğu tehdit karşısında İngiltere, Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistan arasında, herhangi bir saldırı durumunda karşılıklı askeri yardımlaşmayı öngören Akdeniz Paktı’nın imzalanması, Türkiye’nin İngiltere ile olan münasebetlerinde bir dönüm noktası teşkil etti. Aynı dönemde İngiltere Kralı VIII. Edward’ın İstanbul’u ziyaret etmesi yakınlaşmayı daha da artırdı. Bu olumlu gelişmeler, 12 Mayıs 1939’da karşılıklı yardım ve dostluk deklarasyonunun imzalanmasıyla sonuçlandı.