İlk Türk operası Özsoy

19/06/1934

Gazi Mustafa Kemal, resmi bir ziyaret için 16 Haziran 1934’te Ankara’ya gelen İran Şahı Rıza Pehlevi’nin bu ziyaretine büyük önem veriyordu. Şahın Ankara’da kaldığı süre içinde onuruna pek çok etkinlik düzenlendi. Resmi program dışında iki lider, 19 Haziran’da ilk Türk operası olan “Özsoy”u da birlikte izlediler. Yepyeni bir devlet kurulurken, tüm sanat dalları gibi sahne sanatlarına da büyük önem veriliyordu. Bu dönemde, inkılaplar ve cumhuriyetin temel ilkeleri pek çok tiyatro eserine konu oldu. Türk ulusunun erdemleri, ideal ve değerleri de eski tarihten alıntılarla gösterilmeye çalışıldı. Atatürk, tiyatro çalışmalarının yanı sıra operanın da gelişmesini istiyordu. Bu amaçla, 1928 yılında Ankara için hazırlanan şehir planlarına büyük ve modern bir opera binası koydurtmuştur. Ancak Operaevi, ödenek yetersizliği nedeniyle yapılamamıştı. Atatürk, İran Şahı’na gerçekleştirilen devrimleri gösterirken, Türk-İran kardeşliğine yönelik bir opera temsilinin de programda yer almasını düşünmüştü. Fakat bunun için sadece 20 gün vardı. Atatürk tarafından verilen ana fikri metne dönüştürmek için Münir Hayri Egeli görevlendirildi. Besteci Adnan Saygun, İzmir’e giderken trenden indirildi. Soprano Nimet Vahit Hanım İstanbul’dan çağrıldı. Musiki Muallim Mektebi öğrencileri seferber edildi. Eser, Atatürk’ün yakın ilgisiyle, tüm güçlüklere rağmen zamanında tamamlandı. Üç perdelik “Özsoy” operasının ilk temsili, devlet başkanlarının huzurunda, 19 Haziran 1934 günü Ankara Halkevi’nde yapıldı. Saygun’un başarısı ve Şah Rıza Pehlevi’nin gerek Türkiye Cumhuriyeti’nin müzik devriminden, gerekse operanın konusundan oldukça etkilenmesi, Atatürk’ü son derece mutlu etmişti. Atatürk, yapılan işi “bir inkılap hareketi” olarak değerlendirmiştir.