Hilafet kaldırıldı

03/03/1924

Yeni Türk devletinin laik bir cumhuriyet olarak inşa edilmesi sürecinde en önemli adımlardan biri olarak 3 Mart 1924 günü kabul edilen kanunla hilafet kurumu kaldırıldı ve son halife Abdülmecid Efendi ile Osmanlı hanedanının üyeleri yurtdışına çıkarıldı. Aynı gün medreselerin kapatılmasını öngören Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanunu da kabul edildi. Bu düzenlemeler paralelinde Şeriye ve Evkaf Vekâleti lağvedilerek, yerine bakanlık statüsü taşımayan Diyanet İşleri Riyaseti ve Evkaf Umum Müdürlüğü kuruldu. Bu iki kurum din ve vakıf işlerinin hem tek elden yönetilmesini, hem de siyasetten arındırılmasını sağlayacaktı. Mustafa Kemal, kanunun çıkarılmasından iki gün önce, TBMM’de yaptığı konuşmada, “Müslümanlığı asırlardan beri olageldiği üzere, bir siyaset aracı olarak kullanılmaktan kurtarmanın ve yükseltmenin elzem olduğu hakikatini görüyoruz,” sözleriyle bu noktaya işaret etmişti. Bu radikal kararlar, toplumda ve Meclis’te bazılarınca tepkiyle karşılandı. Halifelik kurumunun sadece dini değil, siyasi faydalarının da bulunduğunu öne sürenler olmasına rağmen Mustafa Kemal, halifeliğin Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğinde yeri olmayan bir kurum olduğunu şu sözlerle ifade ediyordu: Halife ve bütün cihan kesin olarak bilmelidir ki, halife ve halifelik makamının, hakikatte ne dinen ve ne de siyaseten hiçbir mana ve mevcudiyet sebebi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti, safsatalarla mevcudiyetini ve istiklalini tehlikeye maruz bırakamaz. Hilafet makamı, bizce en nihayet tarihi bir hatıra olmaktan fazla bir öneme haiz olamaz.