Balkan Antantı imzalandı

09/02/1934

19. yüzyılda milliyetçi ayaklanmalarla yeniden şekillenmeye başlayan Balkan coğrafyası, Osmanlı İmparatorluğu’ndan koparak bağımsızlığını kazanan uluslar arasında yoğun mücadelelere sahne oldu. 1912-14 yılları arasındaki Balkan Savaşları ile yeniden şekillenen, ancak dengeler tam oturmadığı için I. Dünya Savaşı sırasında yeniden büyük bir kaosa sürüklenen Balkanlar, ancak savaştan sonra göreli bir istikrara kavuştu. 1930’lara gelindiğinde, Balkan ülkeleri arasında kısmen bir anlaşma zemini oluşmuştu, ancak Bulgaristan’ın komşularından toprak talepleri nedeniyle topyekün bir güven ortamından söz etmek halen mümkün değildi. Diğer yandan Balkanlar’da barışa yönelik bir politika izleyen Türkiye, ikili anlaşmalar yoluyla ülkelerle tek tek ilişkilerini geliştirmişti. 1930’ların başından itibaren Atatürk ve Venizelos’un önderliğinde Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin de hızla iyileşerek bir dostluk ve tarafsızlık zeminine oturması, diğer Balkan ülkeleri için bir örnek teşkil etmişti. Balkan ülkeleri arasındaki işbirliği ihtiyacı, 1934 yılında Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında daha geniş kapsamlı bir paktın kurulmasına zemin oluşturdu. Uzun müzakerelerin ardından 9 Şubat 1934’te Balkan Antantı imzalandı. Böylece Balkan ülkeleri birbirinin varlığına saygı göstermeyi taahhüt ediyor ve ortak sınırlarını karşılıklı olarak güvence altına alıyordu. Paktın imzalanmasından sonra dört devlet, dış siyasette genel olarak ortak bir tutum izledi. Örneğin, Boğazlar rejiminin ele alındığı Montrö Konferansı’nda Türkiye’nin tezi diğer Balkan Paktı üyelerince de desteklendi. Ancak II. Dünya Savaşı sonrasında bölgede yeni dengelerin kurulması ile Balkan Antantı geçerliliğini kaybetti.