Atatürk, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi

12/01/1934

Devletler arasında daimi bir dostluk ya da düşmanlıktan söz edilemeyeceğine inanan Atatürk, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’yi işgal eden devletleri bile milli düşman ilan etmemiş ve büyük zaferden sonra, Anadolu’da büyük yıkıma yol açan Yunanlılar için, “Düşmanlığa yer yok! İki milletin ve dünyanın selameti bakımından Türk-Yunan dostluğu şarttır,” demişti. Ne var ki onun bu barış yanlısı görüşleri, Kurtuluş Savaşı sonrasında Yunan devlet adamları arasında bir karşılık bulmamıştı. 1928 yılında ise Elefterios Venizelos’un seçimleri kazanarak iktidara gelmesi, Türk-Yunan ilişkileri açısından bir dönüm noktası oldu. Venizelos liderliğindeki Yunan hükümeti, bu tarihten sonra geçmişte Megali İdea’yı gerçekleştirebilmek için Türkiye’ye karşı takip ettiği yayılmacı politikadan vazgeçerek, Türk-Yunan dostluğunu geliştirmeye yöneldi. Venizolos’un bu gayretleri Türkiye tarafından çok olumlu karşılandı ve Yunan Başbakanı Türkiye’ye davet edildi. Venizelos’un resmi ziyareti 27-31 Ekim 1930’tarihleri arasında gerçekleşti. Bu ziyaret sırasında Türkiye ile Yunanistan arasında üç antlaşma imzalandı. Ne var ki Venizelos’un Megali İdea’yı terk etmesi ve 1931’de Kıbrıslı Rumların adayı Yunanistan’a ilhak etmek için başlattığı isyana destek vermemesi, ülkesinde ciddi oy kaybetmesine neden oldu. Bu nedenle de 1933 yılında yapılan seçimlerde muhalefete düştü. Fakat Türk-Yunan ilişkilerini bu tarihten sonra da yakından takip etmeye devam eden Venizelos, Balkan Paktı’nın imzalanmasından kısa bir süre önce, dünya siyasi tarihinde bir ilke imza atarak, eski düşmanı Mustafa Kemal Atatürk’ü 12 Ocak 1934’te Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdi.